BASIN AÇIKLAMASI (11 HAZİRAN 2016)

[:tr]2016 yılı Adli ve İdari Yargı Ana Kararnameleri Hakkında Basın Açıklaması adı altında bir açıklama yayımlayan Yar-Sav ve Yargıçlar Sendikası adlı kuruluşların açıklamalarında yer alan hususların gerçekleri yansıtmaması nedeniyle aşağıdaki hususların kamuoyunun bilgisine sunulmasında yarar görülmüştür.

Öncelikle Platform olarak yola çıkıp daha sonra Dernekleşen Yargıda Birlik Hareketimiz bir Adalet Bakanlığı Organizasyonu olmayıp, kamuoyunda artık aleniyet kazanmış olan gizli ve yasadışı yapının, yargıda yarattığı büyük tahribattan rahatsız olan, bu gidişe bir son verilmesi gerektiğini düşünerek harekete geçme zamanının geldiğini düşünen, aklıselim sahibi sessiz çoğunluk durumundaki yargı mensuplarının meydana getirdiği bir gönüllüler hareketidir.

Yargıda Birlik Derneğinin, Platform olarak harekete geçmesinden itibaren tüm söylem ve eylemleri şeffaf ve demokratik olmuş; gizli bir ajandası olmamış, bir ideolojinin esiri, bir yapının veya gizli bir örgütün talimatları ile hareket etmemiştir.

Yargıda Birlik Derneği, herhangi bir ayırım yapmaksızın tüm yargı mensuplarını bünyesinde barındıran bir mesleki kuruluştur. 5500 civarında üye sayısıyla dünyanın ve Avrupa’nın en büyük mesleki yargı kuruluşları arasında yer almaktadır.

Söz konusu açıklamada yer alan; HSYK‘nın yaptığı atama, görevlendirme ve yüksek yargıya üye seçimlerinde yalnızca Yargıda Birlik Derneğine üye olanların gözetildiği iddiaları tamamen gerçek dışıdır. Kendileri de; gerek üst görevlere, gerek bölge adliye ve bölge idare mahkemelerine atamalarda, gerekse yüksek yargı organlarına üye seçimlerinde birçok Yar-Sav, Yargıçlar Sendikası mensubu veya hiçbir dernekte yer almayan hakim ve savcıların bulunduğunu bilmektedirler.

Yargıda Birlik Derneği ve onun desteklediği üyelerin de seçilmesiyle oluşan HSYK’nın göreve başladığı günden itibaren temel amacı, yeniden ve daima hukukun üstünlüğünü tesis, yargının kaybolan saygınlığının yeniden kazandırılması, bağımsız ve tarafsız yargının oluşturulmasıdır.

Bugün bazı atamaları eleştiren bahse konu dernek ve sendikanın geçmişte, özellikle 2010-2014 tarihleri arasında yapılan atamalarda ve tasarruflarda;

Bir defasında 50 başsavcının, onlarca komisyon ve mahkeme başkanının görevden alındığı, hakim ve savcıların müfettiş raporlarıyla itibarsızlaştırılarak en iyi ceza hakimlerinin bile “müstakil hakimlik yapamaz” raporlarıyla sürüldüğü ve görev yerine gittikten sonra ölümüne sebebiyet verildiği kararnamelere, malum yapının kumpasına veya gadrine uğramaktan korkan yüzlerce hakim-savcının emekliye ayrılmasına sebep olunmasına, soru çalınarak hakim-savcı olunmasına, cemaat ve ideolojik yapıların emir ve talimatıyla karar verilerek hukuku aleni bir şekilde katleden mahkeme kararlarına, yargı, ordu ve bürokraside hakim ve savcılar eliyle yapılan haksız ve hukuksuz kıyımlara;

Ses çıkarmamaları, herhangi bir açıklama, protesto veya siyah çelenkli bir eylem yapmamaları, bugünkü iddialarının mesnetsiz, dayanaktan yoksun ve ard niyetli olduğunu ortaya koymaktadır.

Yöneticilerinin görev yeri değiştiğinde, unutmuş oldukları adalet kavramını gündeme getirerek bu kadar feveran etmeleri inandırıcılıktan uzak gelmektedir.

Kendilerini mesleki kuruluş olarak tanıtan bahse konu kuruluşların faaliyetleri, içlerinde egemen olmuş paralel yapıya hizmet, belirli bir ideoloji çerçevesinde açıklama ve protestolar ile yurt dışına ülkemizi karalama ve itibarsızlaştırmaktan ibarettir. Başkan ve yöneticileri siyasi açıklamalarla gün geçirmektedirler.

Nitekim 22 Ekim 2015 tarihinde Yar-sav’ın başkan yardımcısı tarafından yapılan “Bir gerçeği kabul etmemiz gerekir, içimizdeler ve uyuyan bir kanserli hücre gibi diğer masum hücrelerle birlikte bedenimizde yaşıyorlar. Ne zaman metastaz yapıp vücudu saracağını da bilmiyoruz. Yar-Sav’ın kendi içinde amacı devleti dinselleştirmek olan bir yapıyla demokratik, laik hukuk devleti mücadelesi vermesi mümkün değildir. O nedenle yapılması gereken önce bu kanserli hücrelerden kurtulmaktır.” şeklinde yapılan açıklama içlerinde bulundukları durumu teyit etmektedir.

Hukuk; dün veya bugün esas alınarak, başkasının canı acırken unutulan, yandaşlarına dokunulduğunda hatırlanan değil herkese her zaman lazım olan temel bir kavramdır. Hakim ve savcının görevi; ideolojik bir bakış açısıyla veya bir yerden emir ve talimat alarak yürütülemeyecek kadar erdemli bir kişiliği,tarafsız ve bağımsız bir yapıyı, zümre hakimiyetine izin vermeyen, her zaman ve herkes için adaleti gözeten bir bakış açısını gerektirir.

Bu ilkelerin görünüşte veya sözde değil özde benimsenmesi ve uygulanması Derneğimizin temel ilkelerinden biridir.

Derneğimiz ve mensuplarımız; bu ilkelerin hayata geçirilmesi için çaba sarfetmektedir. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, Ülkemiz ve ulusumuzun esenliği, yargının güvenilirliği, bağımsızlığı ve tarafsızlığı için mücadelemiz ve çabamız devam edecektir.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.

YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ

[:]